PSİKOLOG CELAL KISKANCTAN’TAN DÜNYA ANADİLİ GÜNÜ MESAJI

PSİKOLOG CELAL KISKANCTAN’TAN DÜNYA ANADİLİ GÜNÜ MESAJI

Yayınlama: 21.02.2024
75
A+
A-

1999’da Birleşmiş Milletler (BM) Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından kültürel çeşitliliği ve çok dilliliği desteklemek amacıyla 21 Şubat günü,Uluslararası Anadili Günü olarak kabul edilmiş,anadili ve anadilinde eğitim hakkı güvence altına alınmıştır.

 

Dünyamızın her coğrafyasında insanların temel iletişim aracı dildir.Anadili bi çocuğun annesinden,ebeveynlerinden,ailesinden, sosyal çevresinden ve içinde bulunduğu dilsel ve kültürel topluluktan bilinçli bir öğrenim evresi olmadan öğrendiği en iyi kullandığı ve hâkim olduğu dildir.

 

Psikoloji,Dil ve Anadili

 

Dil,bireyin kendisiyle ve çevresiyle kurduğu tüm ilişkilerde yadsınamaz bir öneme sahiptir.Bireyin iç dünyasının organize edilmesini ve şekillenmesini sağlayarak duyguların ifade edilmesine aracılık etmektedir.Anadil ise çocuğun,bilinçli işleyen bir süreç olmadan,temas kurduğu ilk özneden (çoğunlukla anneden),içinde yaşadığı sosyal çevre ve kültürel topluluktan öğrendiği dildir.Anadil,bireyin doğup büyüdüğü sosyal çevresiyle güçlü bir bağ geliştirmesinde önemli bir etkiye sahiptir.Bu bağın,aynı zamanda bireyin kimlik duygusu üzerinde de önemli bir işlevi bulunmaktadır. Birey,kendini, içinde yaşadığı toplumu ve bu toplumla kurduğu ilişkileri anadili üzerinden tanımlamaktadır.Bu bağlamda insanın hayatında merkezi bir yere sahip olan anadilin,sınırlı bir alana hapsolması durumunda ortaya çıkacak sonuçların anlaşılmasının önemli olacağı düşünülmektedir.Bir toplumun anadilinin, yaşadığı kentte,o kente ait mekanlarda, sosyal-kültürel etkinliklerde ve devletin resmi kurumlarında kısıtlanması veya engellenmesi,anadillerinin dar bir alana hapsedilmesine neden olmaktadır. Bireyin,yaşadığı kentte anadilini kullanamaması,kendisini sürekli tetikte olmaya itebilir ve birlikte yaşadığı diğer insanlarla ilişkilerinde güvenlik hissini zedelenmesine yol açabilir.Bu tetikte olma ve güvensizlik hali psikolojik açıdan bazı sonuçlar doğurmakta ve bireyi etkileyebilmektedir.

 

 

Psikolojik rahatsızlıklara destek noktasında anadilin etkisi nedir?

 

İnsan biyopsikososyal bir varlıktır.Dil hemen hemen hayatın tüm alanlarında kullandığımız ve ihtiyaç duyduğumuz bir araçtır.Aynı zamanda bir var olma göstergesidir.İnsan gelişiminde bireyin özerkleşme süreci ile dil gelişimi birbiri ile paralellik göstermektedir.Tutarlı ve bütünlük kazanmış kendilik algısı olan bireylerin daha çabuk ve destek sağlanabildiği bilinmektedir.Çoğu psikolojik rahatsızlığın temelinde anlaşılmama,kabul görmeme ve reddedilme söz konusu olduğundan anadilin hem bireyin kendisini en iyi şekilde aktarması,kabul görülmesi yönünden etkisi çok fazladır.Psikoloji alanında destekleyici rol,sağlığın diğer alanlarına nazaran daha çok dil üzerinde yoğunlaşmaktadır.Burada sağlam bir terapotik ilişkinin kurulması açısından dil önem arz etmektedir.Yapılan çalışmalar ve araştırmalar da bunu gösteriyor ki birey anadilinde kendisini daha rahat ve en iyi bir şekilde aktarabilmekte ve anadilde yapılan psikoterapilerin tedavi edici etkisi iki kat daha fazladır.Buna göre danışanlar sorunlarını,kaygı ve korkularını,güçsüz olarak gördükleri yanlarını ve yaşadıkları çelişkileri anadilleri ile daha rahat bir şekilde aktarabilmektedir.Ben bu durumu çeşitli psikolojik sorunlar yüzünden terapi için gelen kendi danışanlarım üzerinde bile yakından görüyorum.Her iki tarafın kendilerini en iyi şekilde aktarabildikleri anadillerinde ortak bir şekilde iletişim kurması sağlıklı bir şekilde tedavi edici bir işlev görüyor.Bunun danışanlarım üzerinde çok etkili bir değişim ve gelişim sağladığını gözlemliyorum.

 

 

Şanlıurfa’da varolan anadiller kendi gözlem ve araştırmalarıma göre ;

 

Kürtçe (Kurmanci lehçesi,Zazakî lehçesi)

Türkçe (Urfa ağzı,Urfalıca)

Arapça

Domca,Domanî

 

 

Anadili korumak için öneri;

 

Çok kültürlü yapısı olan ülkemiz ve memleketimiz Şanlıurfada halkımızın anadillerini koruyabilmek için yapılabilecek en önemli şey insanların o dili konuşabilmesi ve çocuklarına öğretebilmesi için uygun koşulları yaratmaktır.Halkının demografik dokusunun farkında olan ulusal ve yerel yönetimin;o dili konuşan topluluk;psikolog ve dilbilimciler arasında bir işbirliğinin varolmasını gerektirir.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.