PİSİKOLOG CELAL KISKANÇ’DAN: KOLEKTİF DEPREM TRAVMASI!

PİSİKOLOG CELAL KISKANÇ’DAN: KOLEKTİF DEPREM TRAVMASI!

Yayınlama: 06.02.2024
79
A+
A-

Merhabalar; 24/01/2020 Elazığ merkezli depremi Malatyada yaşayıp daha sonra 06/02/2023 Kahramanmaraş merkezli depremi Şanlıurfa’da yaşayan bir Psikolog olarak cümlelerimin başında vefat eden hemşerilerimize ve halkımıza başsağlığı diliyor geride kalanlara sabır ve metanet diliyorum.

Yaşanan doğal afeti coğrafyanın paydaşları olan bireylerin unutamayacağı acıları toplumsal olarak hep birlikte yaşadık;deneyimlerimi ve düşüncelerimi siz okuyuculara birey,toplum ve psikoloji ekseninde ele alacağım.

 

Deprem çok büyük bir travma evimiz,içdünyamız,bastığımız zemin sarsılıyor.Depremin son derece tehlikeli bir travma olmasının sebebi bu.Fizyolojik ihtiyaçlarımızın içinde olan barınma alanımız yani evimiz yıkılıp,hasar görebiliyor.Bu dünyada güvenli olduğumuzu bize hissettiren yer evimiz yani güvenli alanımız..

İki büyük alanda zarar görüyoruz birincisi bireysel ikincisi toplumsal!

Birincisi kişilerin iç dünyaları ve duyguları ile ilişkiliyken ikincisi kolektif alan ile ilişkili.

Depremin oluştuğu an ilk hafta ve on beş günlük süreçte kurtarma dönemi bu dönemde psikolojik destekten çok lojistik destek önem arz ediyor.Her türlü yardımın gitmesi gerekiyor ve arama kurtarma çalışması,beslenme,barınma söz konusu oluyor.Dayanışma ve kolektif şuura sahip ben de bu süre zarfında tamamen gönüllü olarak yaşanılan yetersizlik durumundan ötürü sahada görev aldım izlenimlerimi tek tek aktaracağım..

Afet sonrası insani yardım noktasında sahada gönüllü bir birey,psikolog olarak keşfettiğim en önemli şey şuydu yaşanılan bu durumlarla birlikte psikolojik bir boyutu yok gibi görünse de vardı ve çok önemliydi.Çünkü bu yardımların nasıl yapıldığı yardımın kendisi kadar önemliydi!

Çünkü yardım eden kişinin yardım alan kişiyle kurduğu ilişki son derece önemliydi.Kimse dilenmiyordu kimse başına bir şeyin atılıp gidilmesini istemiyordu! Herkesin istediği şey psikolojik ilk yardım,dayanışma ve sevgiydi…

Bu büyük travmada insanların şok ve öfkesini yoğun biçimde gördüm çünkü enkaz bölgelerindeki insanların sen depremi yaşamadın ve ne hissettiğimi bilemeyeceksin tepkileri ve tepkisizlikleriyle karşı karşıyaydım.Şefkat ve alan açarak sadece yanlarında olduğumu onları sevdiğimi anlayabildiğimi konuşmalarına fırsat vererek dinledim.Açığa çıkan bedensel refleks sarılma;duygusal yansıma sevgiydi…

Bu süre zarfında “ilk bir hafta” şok,yabancılaşma,korku,endişe,öfke,tepkisizleşme,iştah kaybı,yeme bozukluğu,uykusuzluk karşılaştığımız,”yaşadığımız” tepkilerdi. Beni,bizi harekete geçiren Şanlıurfalı olarak daha az fiziki ve duygusal hasarımızın oluşuydu.Bu süre zarfında herkesin ne kadar da istekli bir dayanışma içerisinde olduğu gözlemlerim arasındaydı.Elbette hatalar vardı (!) gücümüzün yettiği ölçüde bir arada olmaya çalıştık.Sosyal medya aracılığıyla dayanışma pekişti ve hem bir referans hem bir dayanışma hali büyüdü.

3-4 ay boyunca ruhsal yaralar sarılmaya başlandı ve yeniden inşa döneminin en az 5-10 yıla kadar devam edeceğini düşünmekteyim;fiziki yapılanma ve psikolojik rehabilitasyon süreci birlikte hareket ederse…

 

Tarihimizin belki çok zor günlerini yaşadık; yaşamaya devam ediyoruz.Bir süre daha yaşayacağız…

 

Kolektif Travma:

Kolektif travma,travmatik bir olayı veya bir dizi olayı paylaşan bir grup insanın yaşadığı bir psikolojik sıkıntı biçimidir.Kolektif travma örnekleri arasında doğal afetler,terör eylemleri,savaş,siyasi baskı veya geniş bir insan grubunu etkileyen diğer şiddet veya taciz türleri yer alabilir.

Kolektif travmanın etkileri derin ve uzun süreli olabilir.Anksiyete, depresyon,travma sonrası stres bozukluğu (TSSB), uyku bozuklukları ve diğer fiziksel ve duygusal tepkiler gibi semptomları içerebilir.Ek olarak, travma,bir kişinin güvenlik duygusunu ve başkalarına ve çevrelerindeki dünyaya olan güvenini de etkileyebilir.

Travmayı yaşamak için sadece afeti yaşamak gerekmez.Bu görüntülere tanıklık etmek,kişilerin travmatize olmasını ya da stres tepkisi geliştirmesine neden olabilir.

 

 

Kolektif travmamız olan deprem herkesi farklı etkiledi,etkiliyor.

• Enkaz altında kalmış kurtarılmış kişiler

• Yakınlarını kaybedip deprem travmasını yerinde yaşamış grup.

• Depremi yaşamamış olup olan bitenleri izleyen (ajite müziklerle yıkım anlarına,bir çocuğun hüznüne,yetişkin bir bireyin çaresizliğine tanık olanlar)

Her bir grup da travmatize oldu,oluyor…

 

 

Depremi yaşayalı bir yıl oldu şimdi ne yapacağız?

Önce sinir sistemimize güvenmek zorundayız.Çünkü kendimizi iyileştirme kapasitemiz var.Evrimsel sürecimizin bir parçası.Böyle bir gücümüz olmasaydı yüzyıllar boyu bir travmanın içinde yaşardık.

Fakat sadece buna güvenmek işe yaramaz.Çünkü herkesin ortak yaşadığı bir problemin herkeste farklı tepkiler oluşturması doğal.Herbirimizin yaşadığı benzer de görülse kendi içinde bireysel farklılıklar barındırıyor.Genel desteklemelerle birlikte kişilerin başedemedikleri durumun farkında olduklarında profesyonel destek gerekli.

 

Rutinlerimize devam etmekte zorlandık.Yine de umudumuzu yitirmemek için hem psikolojik hem fiziksel olarak mücadele ettik;etmeye de devam ediyoruz.Bu yüzden daha çok birbirimize sarılmaya,birbirimizin yanında olmaya ihtiyacımız var. 
Dilerim böyle bir acıyı bir daha yaşamayız.Kaybettiğimiz her canı derin bir sevgi ve rahmetle anıyoruz.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.